Birikti - Duruldu - Süzüldü

BİR TAZİYE ZİYARETİ

Sevdigimiz bir teyzemizin taziyesi için Anadolu’nun belki de en güzel yerlerinden birinde bulunuyoruz. Teyzemiz kısa süre önce rahatsızlanarak hastaneye yatmış ve orada dünyadaki yaşamı sonlanmış. Aile kararı ile hastane morguna bırakılmak istenmedi ve evine getirildi. Ertesi gün yıkama ve diger hazırlıklar yapıldı. Bağlı bulundukları belediye, cenaze evinin yakınına yaklaşık yüz metrekarelik bir çadır kurdu. Dikdörtgen şeklindeki çadırın dar kenarındaki giriş kapısının tam karşısında, yan yana yedi sekiz sandalye yerleştirilmiş, araya iki metre kadar bir mesafe bırakılarak çadırın etrafı ve ortaya bölümler halinde sandalyeler dizilmiş. İlk bakışta, bir sunum yeri veya bir gösteri yeri gibi geliyor insana… Aralara küçük servis masaları üzerinde pet su bardakları ve ısıtıcılar serpilmiş.

Taziye için içeri girdiğimde karşıdaki yedi sekiz sandalyenin ortasında yitirdigimiz teyzenin oğlu, etrafında yakın akrabalar, damatlar oturmuş. Diger sandalyeler taziye için gelenlerle dolu… Dışarıdan çadıra girince, cenaze yakınlarına bir gögüs selamı verip karşılıgını aynı şekilde aldıktan sonra oturuluyor. Gelen kişiye çadırın girişinde kolonya ve çikolata ile hoş geldin deniyor, ardından hemen çay servisi… (Bu arada, çadırın bir köşesinde kurulmuş olan çay ocağı dikkatimi çekiyor. Büyük sayılacak boyutta beş adet demlik sürekli tazelenerek, dört çaycı tarafından servise devam ediliyor. Bardaklar, demlikler ve tezgah çaycıya ait, diger sarf malzemeleri cenaze sahibine… (Merak edenler için: Çalışan adamların kişi başına yövmiyesi 350 TL/gün ) Çay servisinin ardından börek, pişi servisi yapılıyor ve her gelen için bu işlem devam ediyor.

Gelen ziyaretciler bir saat civarında oturuyor, bu ikramlardan sonra gelişteki gibi bir gögüs selamı ile yolcu ediliyor. İşin ilginç tarafı, ziyarete gelen kişiler gün içerisinde bu taziyeyi üç dört defa tekrarlıyorlar ve aynı sunumlar her defasında yineleniyor. Bu işlem, cenaze sahibini ve taziye çadırını hiç boş bırakmamak adına yapılıyormuş. Bu arada çadır sadece erkekler için… Bayanlarda ise bu işlem aynı şekilde evde devam adiyor. Ziyaretin her iki cephede ve günlerce sürmesi ilginç… Şunu da söylemek gerekir: “İkinci günde sen iki kere uğradın diger zamanda burda yoktun…” gibi takip ve sitemleri de duyduk.

Börekler çadır içinde sürekli dağıtılırken aynı zamanda cami çıkışında ikramlara devam ediliyor. Akşam namazının ardından çadırdaki yakın akraba ve tanıdıklara her gün yemek veriliyor. Yemekler; çorba, etli sebze, pide, tatlı ve içeceklerden oluşuyor. Yemekten sonra tekrar taziye çadırına geçiliyor. Çay ve diger servisler gün boyu sürüyor. Taziye çadırı beş gün kaldı ve beş günün sonunda tespih çekme (bu da gençler tarafından yapılıyor, yaklaşık 70.000 ad ), verilen büyük bir yemek, okunan dualar… İlk 5-7 gün sonra duası okunuyor ve çadır sökülüyor. Bu şekilde birinci bölüm bitiyor ama evdeki taziye 40. güne kadar sürüyor. (Merak edenler için: Bu giderlerin tamamı cenaze sahibine ait. Yemek; adam başına yaklaşık 14 TL/kişi ve her bir yemek için öğrencilere de yemek hesaplanarak bedeli ödeniyor. Verilen çeşitli bahşişler, “ Ben senin annen için hatim indirdim” diyenlere peçete içinde ödenen bağışlar…) Ben de bu giderleri duyunca, “Durumu müsait olmayan nasıl altından kalkar?” diye bir soru sordum. Aldıgım cevap: “İnsanlar borçlanır, ne yapar eder bu parayı bulur.” Yoksa çevre baskısı ile “Adam annesine bir yemegi, bir duayı bile çok gördü” denirmiş. Burası ilginç geldi. Bir de cenazede yapılanları, harcananları görünce; “Acaba bunların dügünleri nasıl olur?” diye düşünmeden edemedim.

İnsanların birbirine benzemedigi gibi akıllarının da benzemedigini sevgili büyügümüzden duymuştuk. Sanki uygulamalar da benzemiyor gibi…

Benim için degişik bir gözlemdi. Göçüp giden teyzemiz umarım ki sevdigine ulaşmıştır.


Celal Mumkaya5 Mart 2015


⇈ Yukarı ⇈

Göbek Üstündeki Kahve Fincanı   ⇇ Önceki Yazı Sonraki Yazı ⇉   Çizmeyi Aşmamak