Birikti - Duruldu - Süzüldü

GÖBEK ÜSTÜNDEKİ KAHVE FİNCANI

Ortaokul yıllarından bir günde arkadaşlarla birlikte futbol maçı izlemeye gitmiştik. Kapalı tribünde, yukarılara yakın, fazla kalabalık olmayan bir yere oturduk. Bizim gibi erken gelenler oturanları veya yeni gelenleri izliyor, tanıdıklarını görmüşlerse yanına gidip sohbet ediyorlardı. Yerinden kalkmayı istemeyenler ise uzaktan birbirlerine bağırarak hal hatır soruyorlardı.

Karnı acıkan olursa en yukarıda dipteki büfeye gidip tost sırasına giriyor, beklemek istemeyen ise bisküvit, simit alıp oturduğu yere dönüyordu. Ayran, gazoz, su ve meyve suyu gibi içecekleri sıralar arasında dolaşarak satan görevliler oturduğunuz yere kadar getirdikleri için büfeden içecek alıp taşımaya yüksünülüyordu. Üstelik cam şişelerin kalababalığın arasından geçerken düşürülüp, kırılması olasılığı da ortadan kalkıyordu.

O günlerin gözde içeceği Meysu idi. Üçgen piramit şeklindeki karton kutularda satılıyordu. Türkiye’nin ilk meyve suyu fabrikası olan Meysu üretmişti ve uzun yıllar dilimizde meyve suyu yerine “Meysu” denmesini sağlamıştı.

Üçgen kutulu meyve suyu: Meysu
Üçgen kutulu meyve suyu: Meysu

Meyve suyunu içtikten sonra boş kutuyu deliği aşağıda kalacak biçimde yere koyup, üzerine ayağımızla sıkı bir vuruş yapardık. Kapalı tribünde yankılanan patlama sesi, karton kutulu Meysu’yu yeğlememizin en önemli nedeniydi.

Bir şeyler yiyerek içerek, tribünde oturan izleyicileri izleyerek, aramızda şakalaşarak, kutu bomlatarak maçın başlamasını bekliyorduk. Arkamızdaki sıraya dört beş asker gelip oturdu. Tribündeki tezahürat henüz artmadığından aralarındaki konuşmaların bir bölümünü bizler de işitebiliyorduk. Enlemesine gelişmişliği ilk bakışta göze çarpan asker dertlenerek:

“Ülen, şu teskereyi bir alayım gayfede bacak bacak üstüne atıp oturacağım! Kahve bol köpüklü olacak. Fincanın tabağını da buraya koyacağım.”
Şişkin göbeğinin güğüs duvarıyla birleştiği yeri parmağıyla işaret ederek sözlerini sürdürdü.
“Aha buraya koyacağım. Fincan buradan hop ağzıma, sonra tabağa…”

Keyfe bak sen asker ağadaki!.. Fincan göbeğin üzerine konacak!.. Daha önce duyulmamış bir kahve içme yöntemi… Asker abi de amma ehlikeyifmiş. Sakın, yaratıcılığını gözden kaçırmayalım!

Şimdi bu sahneyi azıcık kurcalayalım: Asker abinin kahveyi sevdiğini anladık. Kahvenin teskere ile bağlantısı önemli gözüküyor. Neden teskereyi aldıktan sonra? Asker olması kahve içmesine engel değil ki. Kahve içmeyi seviyorsa herhangi bir kahvehanede, anlatığı biçimde oturarak kahvesini içebilirdi.

Kahve bahane… Derindeki özlem dile getirilmeden canın çektiği kahve öne sürülüyor. Herhangi bir kahvehane de olamaz, kendi mahallesindeki kahvehane olmalı. Bacak bacak üstüne atıp oturacak ki adam olduğunu cümle alemin gözüne soksun. Hafifçe arkaya kaykılınca şişkin göbeğini üzerinde oluşan geniş platosuyla ortaya salacak. Kahve, sandalyesine kurulan adamımızın saygınlığına yakışacak görüntüde, bol köpüklü olacak. Hani o askere gitmeden önce kendisini adam yerine koymayanlar vardı ya, özellikle onlar imrenerek bakacaklar.

Askerliğe uyumsuz bedeniyle yapmaya çabaladığı hareketler öylesine zoruna gitmiş olmalı ki bir süre kolunu bile oynatmadan oturmayı kafasına koymuş. Kahve fincanını herkes gibi masaya koyarsa uzanması gerekecek. Ağzına en yakın yer arayışındayken göbeğinin üzerini keşfetmiş kahramanımız.

Kahve ile tezkere bağlantısı apaçık ortada. Gönlünden geçen kahve içme töreninin olmazsa olmazı tezkere. Düşlerinin çabucak yaşama geçirilmesini engelleyen süreci gösteriyor. Öte yandan umudun simgesi, zorunlu görev süresinin sonlandığının belgesi.

Aradan neredeyse 44 yıl geçti. Asker ağa umarız düşlediği gibi kahvesini yudumlamıştır.

Sevdiğiyle birlikteyken ona sevgisini dile getirmeyenler, gençlikte yapabilecekleri işlere atılmayı yaşlılıklarına erteleyenler, sağlıklı yaşamayı önemsemeyenler, sakin bir beldede yaşama istekleriyle çelişen kalabalık şehirlerin tükenmez sıkıntılarına katlananlar, sahibim dediği her şeyi sonunda yitirecek olanlar neyi bekliyorlar?

Almayı umduğumuz tezkere, alışkanlıklarımızdan, yersiz kaygılarımızdan türetilmiş olmasın sakın!


Emrecan Büyüktermiyeci18 Ocak 2015


⇈ Yukarı ⇈

Alışveriş Aldatmacası   ⇇ Önceki Yazı Sonraki Yazı ⇉   Bir Taziye Ziyareti