Birikti - Duruldu - Süzüldü

KİLO TAKINTISI

Sohbetlerde konu dönüp dolaşıp kilo fazlalıklarına, verilen kilolara ya da bir türlü kiloların verilemeyişine geliyor. Herkesin evinde bir tartı… Gözler tartının ekranından ayrılmıyor.

Bazı karşılaştırmalar veya sınıflandırmalar için kilo bilgisi (insanın ağırlığı) tıp uzmanlarına gerekli olabilir. Sıradan insanlar için kilo bilgisi gerekli değildir ve kilo bilgisi gerçek sorundan bir kaçış aracı olarak kullanılmaktadır.

Kişi neden tartıya çıkar? Neden kilosunu öğrenmek ister? Aynaya baktığında, görüntüsünde bir değişiklik gözüne çarpmıştır; giyecekleri dar veya bol gelmeye başlamıştır veya hareketlerinde sıkıntılar çekmektedir… Tüm gerekçelerin ortak noktası: Bedenin alışılagelmiş yapısının veya görüntüsünün korunamayışıdır. Peki bu alışılagelmiş yapı doğal, olması gereken yapı mıdır?

Herkesin kalıtsal yapısına, boyuna, enine, kemik ve kas dokularına, hareketliliğine göre beden yapısı farklıdır. Bu farklılıkları görmezden gelerek yalnızca ağırlık üzerinde yoğunlaşmak anlamsızdır. 20 cm. önden giden bir göbeğin ağırlığını gözardı etmiyoruz ama bunun için tartılmaya ne gerek var? Göbek ve bel çevresini yağ dokusu kaplamışsa gözle görülür, elle duyumsanır.

Kilo takıntısı” ekranlarda ve internette de çok yaygın. Bir çok açıklama ve diyet programı kilo değerine odaklanıyor. Gıda bile denemeyecek sağlıksız yiyeceklerle, su kaybederek, vücudu aşırı zorlayan olur olmaz diyetlerle istediğiniz kiloya gelebilirsiniz ama sağlığınız geri dönüşü olmayacak biçimde elden gider.

Herhangi bir diyete başlamadan önce, fizyolojik bir rahatsızlık olmasa bile mutlaka bir hekime danışılmalı, hekimin gözetiminde kan değerleri sürekli izlenerek beslenme ve hareket programları uygulanmalıdır.

Her koşulda yapılması gereken: Bedeni sağlıklı kılıp, sağlığını korumak; bunun için sağlıklı besinlerle, düzenli beslenmek ve hareketsiz bir yaşamdan kaçınmaktır.

Zayıflamak mı?.. İlk başta boğazı kısmak gerekiyor.

Her öğün yenilenleri nicelik olarak yarıya indirmek en kolay başlangıçtır. Abur cubur atıştırmak bırakılmalı, hareketler ve yürüyüşlerin süresi de arttırılmalı. Acıkan mide değil, beyindir derler. Önce beyinde karar verip sonra sabırla uygulamak amaca yaklaştırır. Gözü doymayınca, insan kendisini kontrol edemeyince tartı sonuçları ancak avuntu üretir.


Emrecan Büyüktermiyeci21 Kasım 2014