KODLAMA
Bilgisayar programlamayı, kısaltılmış yaygın adıyla kodlamayı ulusal eğitim programlarının bir parçası olarak öncelikleyen ülkelerin sayısı giderek artmaktadır. Okul öncesinden liseye her yaş ve düzeydeki öğrenci kodlama öğrenerek başlangıç aşamasında bulunduğumuz teknoloji çağına hazırlanıyor.
ABD Başkanı Obama’nın Aralık 2014’te küçük çocuklar ile birlikte kodlama dersine girdiği ve ilk programcığını oluşturarak ekrana “Hello, World.” yazdırdığının, ekranda bir kare çizdirdiğinin görüntülerine geniş yer verdi yayın kuruluşları. Obama, çocukların kodlama öğrenmesine verdiği destekle birlikte bilgisayar programı yazan ilk ABD başkanı oldu.1
Okullarda kodlamayı öğretmek yolunda 2012’de ilk planlı adımı atan ülke Estonya olmuştu. İngiltere 2014 Eylül’ünde daha büyük bir adım atarak ilkokul düzeyinde kodlama okutulan ilk ülke oldu. Öğrencilere 5 yaşından başlayarak algoritma ve temel programlama dersleri verilmeye başlandı. Avustralya kodlamayı eğitim programına aldı ve İspanya haftada 1 saat kodlama dersini uygulamaya koydu.
Uluslararası düzeyde bir çok şirket ve kuruluş çeşitli etkinlikler düzenleyerek kodlamanın yalnızca ders olarak kalmamasını, toplumca önemsenmesini, benimsenmesini sağlamaya çalışıyorlar.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık’ın “Kodlama dersi için Milli Eğitim Bakanlığına resmen başvurduk.” açıklaması ile ülkemizde de kodlama konusunun gündemdeki yeri arttı.2
İnternet sosyal ağlardaki kimi katılımcılar kodlama konusundaki görüşlerini ve beklentilerini paylaştılar. Bilgisayara veya cep telefonuna Facebook, Twitter gibi uygulama programlarını kurabilen çocuklarını geleceğin Bill Gates’i veya Mark Zuckerberk’i sanan veliler bulunduğunu yazanlar oldu. Kimileri de milyarlarca dolarlık oyun pazarından pay alabilmek amacıyla özel üniversitelerin de ticari düşünerek, oyun programcılığı bölümleri açmalarını önerdiler.
Bilgisayar kullanabilmenin aşıldığı bir çağda yaşıyoruz. Bilgisayar kasasını açıp, kapamak; birkaç parçasını değiştirmek çocuk oyuncağı oldu. Bilgisayarlardaki programları ileri düzeyde kullanabilmek de yetmiyor. Artık bu programların özünü anlayıp, oluşturulan sistemlerin işleyişini kavrayıp temel kodlarında değişiklik yapmak ve ötesinde yeni kodlar oluşturmak zamanı.
Mühendislerinin ve akademisyenlerinin çoğunluğunun Özgür Yazılım Felsefesi’ni benimsemediği, Açık Kaynak Kodlu Yazılım’ı kavramadığı ülkemizde çok zor bir işten söz ettiğimizin bilincindeyiz.
Emrecan Büyüktermiyeci10 Ağustos 2015